Bölüm 15: Kemiğe-İşleyen Buz & Ateşten Kalp (I)
“Bugünkü Temel Düzey final maçı Buz Takımından Fir ile
Prenses Michelle ve Ateş Takımından Lee ile Prens Brecht arasında olacak. İki
takımda oldukça kendinden emin görünüyor. Ama duyduğuma göre, dün gece, Buz
Takımından Fir kötü bir karın ağrısı çekmiş. Acaba bugünkü maçına bir etkisi
olacak mı.”
Ringe adımımı attığım anda, spiker beni nutku tutulmuş bir
şekilde bıraktı.
Bana hiç mi hiç saygı göstermiyorsun. Şu kalın bir cübbe
giyen adamın geçen gece ne yediğini de söylesene. Hadi? Neden yapmıyorsun, hah?
“Hey, spiker. Dedikodu yapmayı keser misin?”
Döndüm ve spiker’in gözlerinin içine baktım.
Spiker soru işaretleriyle dolu genç bir kızdı, benden öyle
fazla yaşlı da görünmüyordu.
Ama kafasının üzerinde sadece soru işaretleri
görebildiğimden, bu onun sıradan birisi olmadığı anlamına geliyordu.
Ve ciddi ciddi beyaz saçlarıyla uyumlu tek parça siyah bir
elbise giymişti. Çok benzersiz bir zevki varmış.
Kendisi Black and White mı ki?
“Aiya~ Öğrencimiz Fir mızmızlanıyor~ Bugün beni reddeden ilk
kişi~ Kalua çok mutlu oldu~”
Cümlesini bitirdiği anda, ismi otomatik olarak güncellendi.
Kalua Silubell
Elbette, diğer bilgileri hala soru işaretleriyle doluydu.
Onun bilgilerini görmek için tek şansım olsa da, şu an için bunu yapmak
gerekmiyordu.
“Öyleyse dünkü karın ağrının doğru olup olmadığını sorabilir
miyim?”
Bu kız sevinçli bir halde benimle röportaj başlattı.
“Bunu sana söylemem için ortada iyi bir neden var mı?”
“Sana vücut ölçülerimi söylerim?”
“Bunu Ses Arttırma Büyüsüyle söylemek senin için sorun olmaz
mı?”
Bunu yapmanın onun için iyi olup olmadığından emin olmasam da,
izleyici koltuklarında oturmuş erkeklerden gelen yeri göğü sarsan tezahüratları
duyabiliyordum.
Ay yapmayın ama, tüm asillerin ahlakı nereye kayboldu yahu?
Köpekler mi yedi?
“Sorun değil~ Sonuçta, kalabalığı gaza getirmek benim işim~”
“Tamamdır, dün gece berbat bir karın ağrım vardı.”
“Hahaha~”
Kız karnını tutarak hakikaten uzun bir süre güldü.
Sonrasında, aniden ayaklandı.
“Tamam beyler! Temel Düzey final maçını başlatalım öyleyse!”
“Hey, söz verdiğin vücut ölçülerin…”
Söylemek istediğimi bitiremeden, Prenses Michelle’in
tekmesini yedim.
“Cidden bilmek mi istiyorsun? Seni piç!”
“Sadece erkek kardeşlerime yardım ediyorum ben… Buz Kalesi!”
Mavi parlamayla beraber, buzdan bir duvar oluşturmak için
önümüzde buz blokları belirdi. O sırada, devasa bir ateş topu şiddetle duvara
çarptı. Anında duvarda çatlaklar oluştu, ve bilinmiş buz parçaları yüzüme
yüzüme uçtu.
Bu kesinlikle ferahlatıcıydı. Ne yazık ki, bilenmiş buz
yerine kar halindeki buzu tercih ederim.
“Sevgili prensesim, oyun oynamayı bitirdiyseniz, mesai
saati. En güçlü büyünüz nedir acaba?”
“Buz Düşüşü.”
Buz Düşüşü, Orta-Düzey buz büyüsü. Gökyüzünde 5 metreye
vuran bir buz bloğu yaratmak için 800MP kullanıyor, ve vurduğunda düşmanı yüzde
yüz donduruyor aynı zamanda yavaşlatıyor.
Fakat, bu büyünün sorunu düşerken istediği zamandı.
Oluştuğundan düştüğü zamana kadar, koca bir 5 saniye istiyordu. Normal durumlarda,
bu süre içerisinde, rakipler saldırı menzilini çoktan terk etmiş olurdu.
Bu büyü benim Buz Meteoru’nun daha güçlü bir versiyonu
olarak düşünülebilirdi. Fakat, hızı yanına yaklaşamazdı. Ama, onların
hareketlerini kısıtlayabildiğimiz sürece, sorun çözülmüş olacaktı.
Ve ilki düştüğünde, durmaksızın Buz Düşüşünü kullanabiliriz,
ardından rakiplerimiz kısaca kaçmaktan aciz düşer.
Yine de, bir tanesinin indiğinden emin olmamız lazım.
“Un, tamamdır. Bunu deneyelim…”
Prenses Michelle’e anlattıktan sonra, geri kalanı bana
bağlıydı. Bu parti-komuta sistem gibi hissettiriyordu.
Evet, arada hala bazı farklar vardı. Parti-komuta sistemi
gerçekten var olsaydı, müthiş olurdu be. En azından, sınırsız olarak HP yenileyen
bir parti üyem olurdu.
Fakat, şu anki rakiplerimizin element olarak avantajlı
olması sorun teşkil ediyordu. Eğer adam gibi ciddileşmezsek, yenemeyebilirdik de.
Başka bir ateş topu uçtu, ve Buz Kalesi parçalara ayrıldı. O
sırada, yere domalmış vaziyetteydim. Kırılmış buz parçaları kafamın üzerinden
uçtu, aynı zamanda Buz Vadim son hız ateş topunun geldiği yöne ilerliyordu.
Buz dikenlerinden bir sıra devamlı olarak zeminden çıktı, ve
aynı zamanda, onların peşine düştüm, ardından yıkılmış Buz Kalesinin
oluşturduğu sisin içerisine girdim.
Sisi geçtikten sonra, beni karşılayan şey birkaç ateş
topuyla dolmuş gökyüzü oldu.
Buz Kalkanı!
Anında yakındaki iki ateş topunu bloke ettim, ve ortada
açılmış boşluğa doğru süratlendim. Eş zamanlı olarak, dört yönü de buz okuna
tuttum
Buz Vadisinin zeminde tamamlanmasıyla, ring hemencecik mavi
buz kristalleriyle çevrelendi.
Elbette, okları rast gele sallamıyordum. Şu anda ringin
etrafı sis ve buz parçalarıyla çevrili olduğu halde, rakiplerimin kırmızı
isimleri hala tüm netliğiyle önümdeydi!
Buz Dikeni!
Etraftaki buzların elimde birleşmesiyle, ve devasa bir Buz
Dikeni oluşumunu tamamladığında, anında Lee’ye doğru uçtu.
Fakat, Lee hiddetli parlak kırmızı bir aura tarafından
sarmalandı. Kocaman alev bütün bedenine sayısız büyülü sembolle kapladı, ve Buz
Dikeni onu delip geçeceği sırada, aynı anda buharlaşıp yok oldu!
Tamamdır, ona işleyemiyor olsam da, itebiliyor olmam lazım,
değil mi!?
Buz Totemi!
Buz Dikeninden farklı olarak, Buz Totemi saldırı noktalarına
odaklanmıyordu da, daha geniş alanda etki ediyordu.
Buz Totemi ona doğru uçtu. Anında parçalansa da, Lee’nin
alevi anlık olarak söndü ve kendisi havaya uçtu.
Yani cidden havaya uçtu, o maksimum ustalıkta temel-düzey
bir buz büyüsüydü. Şu alevler için kullandığı büyünün düzeyini bilmiyor olsam
da, kendi temel-düzey ateş büyüsü listemde bile görmemiştim, fakat, çoktan
19.seviyeye gelmiştim, en azından savunmasını kırmasam işe yaramayacaktı.
Ve Buz Totemimin hızı Buz Dikenimden daha fazlaydı, bundan
dolayı, daha etkiliydi de.
“Gün Batımı!”
Aniden, başka bir yönden gelen sesi duydum.
Büyünün adını duyunca, sanki biraz heybetliydi?
O sırada, yukarıdan gelen kafa uyuşturucu bir sıcaklık
hissettim.
Yukarı baktım, akıl ermez boyutlarda manyak büyük yanmakta
olan bir ateş topu hızla gökyüzünden düşüyordu, ve dur bakim, hedefi bendim!
Neden tüm bu asiller daha öncesinde hiç görmediğim büyüler
kullanıyordu? Hey hey, düzeyinin üzerindeki büyüyü kullanamazsın kuralına
noldu, hah? Sence VIP oyuncuların sıradanları ezmesi doğru bir şey mi!?
Öyle olsun, sorun yok, tecrübe için mükemmel bir zaman tabii.
Buz Meteoru!
İlk olarak, Buz Meteorumu düşmekte olan Lee’ye gönderdim ve
onu buz içerisinde sıkıştırdım.
Ve sonrasında, kendimi Buz Kaleleri be Buz Kalkanlarıyla
kilitledim. Son olarak da, savunmamı arttırsın diye Buz Zırhı ekledim.
MP barım tamamen boşalmıştı. Envanterimi açtım sonrasında MP
potuna ve Savunma Arttırma İksirine bastım. Sonraki anda, yukarıdan araba
çarpışmasına benzer bir ses yankılandı, ve çatlaklar buz bloklarımda yukarıdan
aşağı hareketlendi.
Doğru vallahi, birazcık sadece.
Böyle sonuçlanacaktı elbette. Ofansif gücü 1.400 X 1.3=1.820
gibi bir şey olmalıydı. Bu büyü gücünü katlasa bile, en fazla 3.640 olacaktı.
Fakat, benim seviyemde, temel savunma 3.400’dü.
Bu da bana hayal kırıklığına uğramış bir ifade takınma şansı
tanıyordu.
Böylece, öndeki rakipte de şaşırmış bir ifade vardı,
parçalanmış buzlardan oluşmuş katmanlar arasından çıktım.
teşekkürler
YanıtlaSiled zeppelin -black dog bro
YanıtlaSilYanlışlıkla şarkı attım :/ elinize sağlık
YanıtlaSilElinize saglik
YanıtlaSilELLERİNİZE SALIK :)
YanıtlaSilYanlışlıkla şarkı atmak ilginçmiş...Bölüm için teşekkürler
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSil